22.03.2022 tarihli 31786 sayılı Resmi Gazete’de, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/8671E., 2022/654K. sayılı, 07.02.2022 tarihli kararı yayımlanmıştır. Somut olayda, davacı şirket tarafından alacağı olduğu iddiasıyla davalılar aleyhine icra takibi başlatılmış, açılan itirazın iptali davasında, uyuşmazlıkla ilgili hakem heyetine başvurulmadığı için davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, davacı tarafından hakem heyetine başvuruda bulunulmuştur. Tüketici hakem heyetince, başvurunun ticari ve mesleki bir alacağın tahsili amacına yönelik olması sebebiyle hakem heyetinin görevi dışında kaldığı belirtilerek talep reddedilmiştir.

Yargıtay kararında, kanun yararına bozma konusunu oluşturan uyuşmazlık iki yönden değerlendirilmiştir. İlk olarak dava konusu yapılan hususta Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’nin görev alanına giren bir uyuşmazlık bulunup bulunmadığı irdelenmiştir. Bu hususta, davacının, tüketici hakem heyeti başvurusunun davalılardan alacak talebine ilişkin olması, icra takibine itirazın kaldırılması talebine ilişkin olmaması nedeniyle tüketici hakem heyetinin görevsiz olduğuna yönelik kararın iptaline karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Yargıtay tarafından bu değerlendirme yapılırken, tüketici hakem heyetine başvuru zorunluluğu teşkil eden miktar dâhilindeki uyuşmazlıklarda, hakem heyetine başvurulmaksızın, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (“İİK”)’ndaki ilamsız/genel haciz yoluyla icra takibinde bulunulabileceği, takibe itiraz halinde ise icra takibinin devamını sağlamak için İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının Tüketici Mahkemelerinde açılabileceği belirtilmiştir.

İkinci olarak ise, davalının, ödeme savunmasına dayanak teşkil eden ses kaydının hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olup olmadığı değerlendirilmiştir. Yargıtay’ca yapılan değerlendirmede, davalının, davacı şirketin müşteri temsilcisi ile yapılan telefon konuşmasında söz konusu borç bedellerinin beyan edildiği, söz konusu ses kaydının davacının rızası dışında elde edilen ses kaydı olmadığının sabit olduğu, dolayısıyla yasalara aykırı şekilde tesis edilen karar olmadığından kanun yararına bozma kararı verilemeyeceği yönünde hüküm tesis edilmiştir.

Yargıtay’ın söz konusu kararı, özellikle çağrı merkezi niteliği taşıyan platformlar aracılığıyla yapılan sesli görüşmelere ilişkin ses kayıtlarının, ortaya çıkan uyuşmazlıklarda delil olarak sunulması halinde, bu ses kayıtlarının elde edilmesine ilişkin tarafların rızalarının olduğu yönünde bir karine teşkil edebilir. Yargıtay verdiği bu kararla, şirketin müşteri temsilcisi ile yapılan görüşmeye ilişkin ses kaydının varsayımsal olarak şirket rızası dâhilinde olduğunu kabul etmiş ve ses kaydını hukuka uygun delil olarak değerlendirmiştir. Ayrıca bu karar ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 68. maddesinde belirtilen tüketici hakem heyetine başvuru zorunluluğuna ilişkin miktar dâhilindeki uyuşmazlıklarda, tüketici hakem heyetine başvurmaksızın, doğrudan icra takibi başlatma yoluna gidilebileceği netleştirilmiştir.

Paylaş


Yasal Bilgilendirme

Bu içerik sadece bilgilendirme amaçlı olup hukuki görüş içermemektedir. İçerikteki konulara ilişkin bir sorunuz olması halinde lütfen bizi arayınız. Tüm hakları saklıdır.