07.09.2021 tarihli 31591 sayılı Resmi Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2018/5832 başvuru numaralı kararı yayınlanmıştır. Anılan karar, Anayasa Mahkemesi’nin mevcut kanun yollarına alternatif bir temyiz merci olarak karar vermeyeceğini tespit etmesi (karardan alıntı ile: “Anayasa Mahkemesinin görevi uyuşmazlıkları ve bu uyuşmazlıklara uygulanacak hukuk kurallarını tespit etmek ve yorumlamak değildir. Bu görev ve yetki kanunlar tarafından belirlenen ve anılan hususlarda uzmanlaşan derece mahkemelerine aittir.”) ve yargı kararlarına müdahale gerekliliğinin ölçütlerini koyması bakımından önem arz etmektedir.
Karara konu olayda Başvurucu sigorta şirketi zarara sebebiyet veren taşıma şirketine karşı (izafeten) Türkiye’de dört ayrı icra takibi (taşınır rehininin paraya çevrilmesi) başlatmış, takiplere itiraz edilmiş ve itirazların iptali için dava açılmıştır. Dava sırasında, davalı, Almanya’da yerleşik olması sebebiyle yetki ve sözleşmede yabancı tahkim şartı bulunması nedeniyle de tahkim itirazı ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne itirazların iptaline ve takiplerin devamına hükmetmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay tahkim şartının geçerli olduğuna ve davanın ilk derece mahkemesi tarafından görev yönünden reddi gerekirken kabulü ile hüküm kurulmasının isabetli olmadığına hükmetmiştir. İlk derece mahkemesi bozmaya uymuş ve karar kesinleşmiştir.
Başvurucu Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda görevsizlik kararının kesinleşmesinin 7 yıl sürmesi nedeniyle, İngiliz hukukuna göre zamanaşımına uğrayan alacağını tahsil etme imkânının kalmadığını ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bu iddiaya ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesi “Türk mahkemeleri önünde alacağını tahsil etme yönünde kullandığı iradesinin bir sonucu olarak tahkim itirazıyla karşılaşabileceğini, bu nedenle de derece mahkemelerinin görevsizlik kararı verebileceğini öngörebilecek durumda” olması tespitinde bulunmuş, sonuç olarak mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir. Bu tespit, bir tacirin uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin olarak sözleşmede yer alan düzenleme hilafına hareket etmesi halinde doğacak sonuçları öngörmesi (ve bir anlamda katlanması) gerektiğini işaret etmesi bakımından kayda değerdir.
Yazımızla ilgili olarak arzu ettiğiniz zaman bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Paylaş
İlgili kişiler
Detaylı bilgi için bizimle irtibata geçebilirsiniz.
Yasal Bilgilendirme
Bu içerik sadece bilgilendirme amaçlı olup hukuki görüş içermemektedir. İçerikteki konulara ilişkin bir sorunuz olması halinde lütfen bizi arayınız. Tüm hakları saklıdır.
İlginizi Çekebilir
28 Ekim 2025
Dava Takibi ve Uyuşmazlıkların Çözümü Alanında Öne Çıkanlar – 2025 Sonbahar Sayısı
2025’in son çeyreğine girerken, yargı kararları ve güncel gelişmeleri bir araya getirdiğimiz Dava Bülteni’nin Sonbahar Sayısı ile…
21 Ekim 2025
Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtımı
Türkiye’de beşeri tıbbi ürünlere ilişkin tanıtım faaliyetleri esas olarak 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu, Beşeri…
16 Ekim 2025
Şirket İçi Soruşturmalar Hakkında Merak Edilenler
Şirket içi soruşturmalar, bir işyerinde yürürlükteki yasal düzenlemelere, şirket iç politika ve prosedürlerine yahut etik değer ve…
7 Ekim 2025
Kişisel Verileri Koruma Kurumu özel nitelikli kişisel veri işleyen işletmelere yeni kayıt muafiyeti getirdi
Kişisel Verileri Koruma Kurumu, 4 Eylül 2025 tarihli ve 2025/1572 sayılı kararı ile ana faaliyeti kapsamında özel nitelikli kişisel…
6 Ekim 2025
Dosyaya Giriş Hakkına İlişkin Yeni Tebliğ Yayımlandı
Rekabet Kurumu tarafından 4 Ekim 2025 tarihli ve 33037 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Dosyaya Giriş Hakkının Düzenlenmesine ve Ticari…
3 Eylül 2025
Avrasya Bağlantısında Bir Dönüm Noktası: Orta Koridor’un Stratejik Yükselişi ve Türkiye’nin Jeopolitik Rolü
Çin’den Avrupa’ya doğrudan yük treni seferinin Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Rotası (TITR), yaygın bilinen adıyla “Orta Koridor”,…



